Skip links
marco-einstein

Daha Büyük Kitle, Daha Büyük Bütçe: Influencer Seçiminde Yanılgılar

Günümüzde sosyal medyayı aktif olarak kullanan yüz milyonlarca insan söz konusu. Hemen herkes içerik üretiyor, ancak malumunuz, bazı isimler daha fazla takip ediliyor; içerikleri merakla bekleniyor ve paylaşımları büyük ilgi görüyor.

İşletmeler için bu geniş kitlelere sahip kişilerle çalışmak, iş birlikleri yaparak ürün veya hizmetlerini geniş kitlelere tanıtmak cazip bir seçenek.

Bu da influencer marketing’in pazarlamadaki önemini hiç olmadığı kadar kuvvetlendirmekte. Bu kevveti daha iyi idrak edebilmek için, artık kendi pazarına sahip olan Influencer marketing’i rakamlarla inceleyelim:

Influencer marketing’in küresel pazar değeri 2023 yılında 21,1 milyar dolar olarak tahmin ediliyor.

Marketing Dive’in yaptığı araştırmaya göre tüketicilerin %69’u influencer’lar tarafından tanıtılan ürün ve hizmetlere daha fazla güvendiğini belirtiyor. Özellikle influencer’ı uzun süredir takip eden bir kitle söz konusuysa, güven faktörü daha da artış gösteriyor.

Influencer Marketing

Influencer Marketing

Bu veriler ışığında influencer marketing’in artık sadece bir seçenek değil, markaların dijital stratejilerine entegre edilmesi gereken önemli bir pazarlama aracı haline geldiği iddia edilebilir.

Peki, daha büyük kitle ve daha büyük bütçe her zaman daha fazla satış anlamına gelir mi?

Bu yaygın yanılgıyı bir kenara bırakarak konuyu daha derinlemesine inceleyelim…

Influencer Seçerken Dikkat Edilmesi Gereken Faktörler

1. Platform Seçimi

Influencer marketing stratejinizin başarısı, yalnızca doğru influencer’ı seçmekle değil, aynı zamanda doğru platformu belirlemekle de doğrudan bağlantılıdır.

Bu nedenle araştırmaya başlamadan önce, hedef kitlenizin en çok hangi platformlarda aktif olduğunu iyi analiz etmek gerekir.

Yanlış platform seçimi, kampanyanızın etkisini doğrudan olumsuz yönde etkileyebilir. Kolaya kaçarak “takipçi sayısı yüksek olsun, nerede olursa olsun fark etmez” düşüncesi ile hareket etmek tamamen yanlıştır.

Örneğin, TikTok’ta genç kitleye ulaşarak marka bilinirliğinizi artırabilir ve yüksek tıklama oranlarıyla farklı bir strateji oluşturabilirsiniz.

Öte yandan, LinkedIn üzerinden yapacağınız bir çalışma, özellikle B2B satışlarınızı artırmak için çok daha etkili olabilir. Influencer işbirliklerinizden maksimum verimi almak istiyorsanız eğer, doğru platform ve doğru stratejiyi birleştirmeniz gerekmektedir

2. Hedef Kitleye Uygunluk

Influencer’ın etki alanı, hedef kitlenizle ne kadar örtüşüyorsa kampanyanız da o kadar başarılı sonuçlanacaktır.

Sadece yüksek takipçi sayısına sahip olmak yeterli değildir; asıl önemli olan bu takipçilerin markanız için gerçekten potansiyel müşteri olup olmamasıdır.

Bu yüzden influencer seçiminde bu faktöre özel dikkat göstermek gerekir. Şunu da unutmamak gerekir ki, hedef kitlenizi sizden daha iyi kimse bilemez.

Yani hedef kitleye ulaşmak adına markanız, üzerine düşen araştırmayı yapmak durumundadır.

3. Etkileşim Oranları

Takipçi sayısı yüksek bir influencer’ın gönderileri daha fazla kişiye ulaşabilir; ancak, etkileşim oranı düşükse, bu erişim pek bir anlam ifade etmeyecektir.

Yüksek beğeni, yorum oranı ve özellikle samimi yorum içeriklerine sahip bir influencer, ürün veya hizmetinizi satmak için gereken güven faktörünü çok daha kolay sağlayacaktır.

4. Samimiyet ve Güven

Influencer marketing’in en büyük gücü, influencer’ın kitlesiyle kurduğu bağdır.

Eğer influencer takipçileriyle güvenilir ve samimi bir ilişkiye sahipse, tanıttığı ürün veya hizmetlerin itibar kazanması kolaydır.

Güvenilir bir influencer, marka mesajınızı bir satış konuşmasından ziyade doğal bir sohbetin içine yedirebilir.

Bu, hedef kitlenizin ürününüzü can sıkıcı bir reklam gibi görmektense, takip ettiği influencer’a destek sağlayan faydalı bir ürün olarak görmesini sağlar.

5. Geçmiş Reklam Çalışmaları

Influencer’ın daha önce yaptığı iş birlikleri de seçim sürecinde önemli bir kriterdir.

Sürekli reklam yapan, her ürünü tanıtan ve kitlesiyle bağını kaybetmiş bir influencer yerine, reklamları daha seçici ve doğal yapan bir influencer tercih edilmelidir.

Kitlesi, markalara karşı güvenini kaybetmişse, influencer’ın erişimi yüksek olsa bile tanıtımınız sonuç vermeyebilir.

6. Niş Kitle & Mikro-Influencer’lar

Büyük influencer’lar milyonlarca kişiye ulaşabilir, ancak bazen niş bir kitleye hitap eden mikro veya nano influencer’lar markanız için daha doğru bir seçim olabilmektelerdir.

Daha az kişiye ulaşıyor olabilirsiniz, ancak bu kişiler gerçekten ilgilendiğiniz hedef kitleyse, dönüşüm oranları fazlasıyla mutluluk yaşatacaktır.

Hedef aldığınız kitle niş bir kitle ise, bu nişe doğrudan ulaşan influencerlar geniş kitlelere kıyasla altın değerindelerdir.

7. Yatırımın Geri Dönüşü

Bu konuda küçük bir araştırma yaptığınızda oldukça fazla hesaplama vb. görebilirsiniz.

Fakat hem kafanızı karıştırmamanızı hem de bu dogmatik fikirlerden kurtulmanızı öneririm…


Influencer marketing’e ayıracağınız bütçeyi değerlendirirken, sadece erişim odaklı değil, gerçek dönüşüm odaklı da düşünebilmelisiniz.

Asıl hedefiniz satış yapmaksa(ki böyle olmalıdır), satış başına maliyet odaklı bir analiz yapmanız gerekir. Bir kampanyaya başlatmanızın amacı size kısa, orta veya uzun vadede bir satış getirisi veya yapacağınız stratejiye uygun ilerleme kaydetmektir.

Bu nedenle influencer’a yapılan yatırımın geri dönüşü yoksa, bu strateji yeniden gözden geçirilmelidir.

Sonuç Olarak

Büyük takipçi kitlesine sahip bir influencer ile çalışmak her zaman doğru tercih olmayabilir.

Kampanyanın başarısını belirleyen, sadece kaç kişiye ulaştığınız değil, bu kitlenin ne kadar ilgili ve etkileşimde olduğu, markanız için gerçek değer yaratıp yaratmadığıdır.

Unutmayın: Influencer marketing yalnızca rakamlarla değil, stratejiyle yönetilmesi gereken bir süreçtir. Doğru influencer ile çalışmak, markanızın dijital dünyadaki varlığını güçlendirir ve uzun vadeli müşteri bağlılığını artırır.

Yorum Bırak

This website uses cookies to improve your web experience.